GenelSavaş EskigülekVoleybol Haberleri

Voley Anıt ve Büyük Ustaya Saygı

Savaş Eskgülek, Aydınlık Gazetesi'ndeki Haberiniz Olsun isimli köşesinde Voleybolun Unutulmazları Derneği, Cengiz Göllü ve TRT spikerleri ile ilgili yorumlarını paylaştı.

Merhaba kıymetli okurlarımız,

Voleybolun Unutulmazları Derneği (VUD)’nin çalışmalarından daha önceki yazılarımda söz etmiştim. Türk voleybol tarihine iz bırakmış sporcuları, antrenörleri ve emekçileri bir araya getiren VUD, bu kez geleceğe kalıcı bir iz bırakacak çok özel bir projeyle voleybolseverlerin karşısına çıktı. Dernek, sosyal sorumluluk projelerine 6 Şubat Depremi ile bağlantılı olarak “Ansiklopedi”, “Anma Günü” ve Hatay’da hayata geçirilecek “Voley Anıt Park” adımlarını ekledi.

6 Şubat 2023 depreminde kaybettiğimiz 56 voleybol insanı anısına hazırlanan “Depremle Unutmadıklarımız: Voleybolun Unutulmaz Evlatları” projesine kaynak sağlamak amacıyla düzenlenen “Sahne Bizim” adında düzenlenen gece hem voleybol camiasının hem de sporseverlerin büyük beğenisini topladı. Etkinlik, depremde yitirilen voleybol emekçilerine duyulan saygıyı güçlü bir şekilde ifade ederken, Türk voleybolunun kültürel mirasını geleceğe taşıyacak önemli bir adım olarak öne çıktı.

Voley Anıt Park: Voleybola Kalıcı Bir Saygı Duruşu

Hatay’da yapılması planlanan Voley Anıt Park, sporun yalnızca sahadaki başarılarla değil; karakter, emek, dayanışma ve kültürle büyüdüğünü vurgulayan sembolik bir yapı olacak. Bu proje, voleybol ailesinin ortak hafızasını temsil edecek ve depremde kaybedilen voleybol insanlarının anısını yaşatacak.

Toplumsal Belleğe Güçlü Katkı

“Sahne Bizim” gecesi, voleybolun toplumsal bellekteki yerini güçlendiren örnek bir organizasyon olarak dikkat çekti. VUD hem yitirilen canları onurlandırmayı hem de genç nesillere voleybol kültürünü aktarmayı sürdürüyor. Vefa ve dayanışma ruhunu temsil eden bu projeler, Türk voleybolunun kültürel mirasını geleceğe taşıyacak.

Türk voleybolunun köklü mirasını yaşatan ve geliştiren tüm organizasyonlarda emeği bulunan başta Başkan Gülnur Özfer Görgün olmak üzere VUD yönetimini ve tüm üyeleri gönülden tebrik ediyorum.

Türk Voleybolunun Büyük Ustası Cengiz Göllü’yü Saygıyla Anıyoruz

Ülkemizde hem erkek hem kadın voleybolunun mimarı kabul edilen Cengiz Göllü, 20 Aralık 2014’te aramızdan ayrılmıştı. Doğup büyüdüğüm yer olan Acıbadem’de, aynı apartmanda oturduğumuz ailesi sayesinde tanıştığım Cengiz ağabey, çocukluk yıllarımda bana voleybolu sevdiren ve öğreten kişiydi. Kızları Emel ve Arzu ile oyunlar oynadığımız, ailece görüştüğümüz o yıllar bugün hâlâ hafızamda özel bir yer tutuyor.

Cengiz Göllü yalnızca bir antrenör değil; bir ekolün, bir kültürün ve bir spor anlayışının kurucusuydu. Yetiştirdiği yüzlerce sporcu, kazandırdığı sayısız başarı ve Türk voleyboluna kattığı modern antrenman anlayışıyla “Hoca” unvanını hakkıyla taşıdı. Onun öğrencileri bugün hâlâ hem sahada hem de teknik ekiplerde disiplinini, çalışma ahlakını ve sporcuya yaklaşımını örnek alıyor.

Göllü’nün en büyük miraslarından biri, voleybolun yalnızca bir spor değil; bir kültür, bir aile ve bir yaşam biçimi olduğuna dair inancıydı. İnsanlığı, tevazusu, sporcuya verdiği değer ve Türk voleyboluna duyduğu tutku, onu tanıyan herkesin hafızasında derin bir iz bıraktı.

Anısı Yaşamaya Devam Ediyor

20 Aralık, voleybol camiası için yalnızca bir anma günü değil; aynı zamanda Cengiz Göllü’nün Türk voleyboluna bıraktığı mirası hatırlama günü. Bugün Türkiye’nin dünya voleybolunda elde ettiği başarıların temel taşlarından biri, hiç kuşkusuz onun vizyonudur.

Aramızdan ayrılışının 11. yılında, Türk voleybolunun büyük ustası Cengiz Göllü’yü saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum.

Voleybolun Vefa ve Dayanışma Kültürü

Voleybol, sadece filenin iki tarafında oynanan bir oyun değil; vefa, dayanışma ve birlikte büyümenin en güçlü örneklerinden biri. Aynı formayı giymiş olmanın, aynı salonda ter dökmenin, aynı hedefe yürürken omuz omuza mücadele etmenin yarattığı bağ, bu sporun ruhunu oluşturan en değerli miraslardan biridir. Bugün hem depremde yitirdiğimiz voleybol paydaşlarını anarken hem de Cengiz Göllü gibi büyük bir ustanın bıraktığı kültürü yaşatırken gördüğümüz şey, voleybol ailesinin birbirine bağlılığının ne kadar güçlü olduğudur.

Bu nedenle voleybol, yalnızca bir spor değil; nesiller boyunca aktarılan bir vefa zinciri, dayanışmanın hiç eksilmediği büyük bir aile olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Başarıların ötesinde; hatırlamanın, paylaşmanın, dayanışmanın ve ortak değerlerle büyümenin adıdır. Türk voleybolu, geçmişine saygı duyan, bugününü birlikte inşa eden ve geleceğini ortak bir kültürle büyüten bir topluluk olarak yoluna devam ediyor. Bu kültür yaşadıkça hem kaybettiklerimizin anısı hem de bu sporun bize öğrettiği dayanışma ruhu hiç eksilmeyecek.

TRT Bu İşe Artık Bir El Atmalı

Son dönemde TRT ekranlarında yayınlanan voleybol karşılaşmalarındaki spiker performansları, voleybolseverleri bıktırmaya başladı. Voleybol terimlerinin yanlış kullanılması, farklı branşlardaki ifadelerin ısrarla voleybolun içine sokulmaya çalışılması, oyun kurallarının eksik aktarılması, oyuncu adlarının ve soyadlarının sürekli hatalı telaffuz edilmesi ve karıştırılması sosyal medyada eleştiri oklarının hedefi oluyor.

Bazı spikerlerin tenis maçlarında kullanılan “oyun, set ve maç” şeklindeki repliği “sayı, set ve maç” olarak voleybola entegre etmeye çalışmasını biri bize açıklamalı. Bizler bu konuya bu kadar hassas yaklaşırken TRT’nin hâlâ neden bu konuda harekete geçmediğini anlamıyorum.

Yabancı kelimeler kullanmış olmak için voleybolu araç hâline getirmeyin lütfen.

Kıymetli okurlarımız,
Bugün de voleybolun saha dışındaki görüntüsünden, vefa ve minnet kavramlarının en yoğun olduğu halinden “Haberiniz Olsun” istedim.
Kalın sağlıcakla.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu